TR EN

BİZİ TAKİP EDİN :

Dünden Bugünlere YAYFED

DÜNDEN BUGÜNLERE YAYFED
3. Olağan Genel Kurulunda Yaşananlar
1 Temmuz 2015
YAYFED’in Kuruluşu

YAYFED; 14.02.2011 tarihinde BASYAYBİR ve YAYBİR yönetim kurullarının inisiyatifiyle kurulmuş, 04.06.2011 tarihinde de ilk olağan genel kurulunu yaparak resmî kuruluş sürecini tamamlamıştır.

BASYAYBİR ve YAYBİR’i bir federasyon kurmaya iten en önemli amil, dönemin Kültür ve Turizm Bakanı Sayın Ertuğrul Günay’ın “Bandrol satışlarını organize etme işini meslek birliklerinin uhdesine bırakma” mealindeki kararı ve bu kararı tebliğ eden yazısı olmuştur.  BASYAYBİR ve YAYBİR yönetimleri tarafından, söz konusu tebligat uyarınca bandrol satışlarını organize etme yükümlülüğünü ayrı ayrı yerine getirmenin neden olacağı mali yükü ekonomiklik ilkesi içinde aşmaya yönelik ortak yaklaşım gereği kendi aralarında bir federasyon oluşturma kararı alınmıştır. Bu bağlamda YAYFED’in  teşekkülü, birbirine çok yakın sayıda üyeye sahip BASYAYBİR ve YAYBİR adıyla anılan iki meslek birliğince sağlanmıştır.
 
YAYFED’in Kuruluşu Sürecinde “Centilmenlik Anlaşması”
YAYFED’in kurulması sürecinde BASYAYBİR ve YAYBİR arasında üç prensip üzerine oturan sözlü bir centilmenlik anlaşması yapılmıştır:

  1. Bir meslek birliği, diğerinden üye alma çalışması yapmayacak, bir üye ancak ve sadece kendi isteğiyle ayrılıp diğer meslek birliğine geçebilecektir.

  2. Yönetim Kurulunu ve diğer kurulları oluşturacak üyelerin dağılımı iki meslek birliği arasında eşit sayıda olacaktır.

  3. Federasyonun başkanlığı iki meslek birliği tarafından münavebe ile üstlenilecektir.

Bu noktada centilmenlik anlaşmasının ve maddelerinin oluştuğu sıralardaki objektif ve sübjektif şartları hatırlamak ve not etmek süreç içinde gelişen birtakım tartışmaları anlamak açısından yararlı olacaktır:

  • YAYFED kurulurken iki meslek birliği vardı.

  • YAYFED’i oluşturan iki meslek birliğinin üye sayıları yaklaşık aynıydı.

  • YAYFED’i oluşturan iki meslek birliğinin üyelerinin kullandıkları bandrol sayılarının (elde veri olmadığı için) birbirine yakın olduğu varsayılıyordu.

 
YAYFED Kurulduktan Sonra Centilmenlik Anlaşması
YAYFED kurulduktan sonra centilmenlik anlaşmasına uyma hususunda taraflar arasında, esasa yönelik herhangi bir sorun yaşanmamıştır. Bununla birlikte YAYFED kurulduktan kısa bir süre sonra YAYBİR’den kopan bir grup yayıncı, Ankara’da EĞİTİM YAYBİR’i oluşturmak amacıyla çalışmalara başlamış ve EĞİTİM YAYBİR’in kuruluşu Mayıs 2013 tarihinde resmen gerçekleşmiştir.

EĞİTİM YAYBİR’in kurulması, BASYAYBİR’den de ağırlıklı olarak ders kitabı ve yardımcı ders kitabı/yardımcı kaynak yayıncılığı yapan bir grubun ayrılmasına ve bu grubun DEKMEB’i kurmalarına sebep vermiştir. Zira EĞİTİM YAYBİR’in kurulması, bazı BASYAYBİR üyelerinde “YAYBİR tarafından el altından desteklenen ve uzun vadeli planlara bağlı bir hareket” algısı yaratmıştır.[1] Bu algı ise –en azından  BASYAYBİR’in kimi üyelerince– YAYBİR’in centilmenlik sözleşmesinin birinci maddesini zımnen ihlal ettiği eleştirisinin dillendirilmesine de mesnet olmuştur.

Centilmenlik anlaşmasına uyma hususunda bir diğer sorun ise YAYFED kurullarındaki kompozisyona ilişkin yaşanmıştır. EĞİTİM YAYBİR’in ve ardından ona tepki olarak DEKMEB’in kurulması, yayıncılık alanına iki yeni meslek birliğinin eklenmesini de beraberinde getirmiştir. Bu da tabiatıyla YAYFED’in Yönetim Kurulu başta olmak üzere tüm kurullarında, muhtemel yeni kompozisyonların habercisi olmuştur. Nitekim YAYFED 3. Genel Kuruluna gidilirken özellikle Yönetim Kurulunun üye sayısı ve kompozisyonu müzakere edilip gözden geçirilmiştir. Bu çerçevede Yönetim Kurulu üye sayısı ona (10) çıkarılarak EĞİTİM YAYBİR’in ve DEKMEB’in başkanları Yönetim Kuruluna dâhil edilmişlerdir. Böylece centilmenlik anlaşmasının da ufak bir revizyonla sürekliliğinin temini sağlanmıştır.

YAYFED’in kuruluşundaki centilmenlik anlaşmasına ilişkin üçüncü sorun ise nöbetleşe/dönemsel başkanlık maddesinde yaşanmıştır. YAYFED 2. Dönem Genel Kuruluna giderken dönemin BASYAYBİR temsilcisi olan Yönetim Kurulu üyesi Osman Okçu’nun “YAYFED’in Bakanlık nezdindeki işlerinin başlandığı gibi sağlıklı ve rahat yürümesi için birinci dönemde başkanlığı yapmış Bayram Murat’ın başkanlığının devam etmesi” teklifine iki meslek birliği üyeleri de kabul oyu vermişlerdir.

YAYFED 3. Dönem Genel Kuruluna giderken YAYBİR tarafını oluşturan yönetim kurulu üyeleri, ikinci dönemde kendilerine gelen başkanlık sırasından sarfınazarda bulunduklarını ve üçüncü dönemde delegelerinin başkanlığın kendilerine geçeceği beklentisinde olduklarını belirtmişlerdir. TBYM tarafı ise görüşlerini ve tespitlerini mealen şu şekilde ifade etmiştir:

“Meslek Birliğimizin üye sayısındaki ciddi artış ve büyüme, neredeyse iki misli delegeye ve bandrol alım sayısına tekabül etmektedir. Buna rağmen  biz centilmenlik anlaşmamıza uyarak Yönetim Kurulu ve diğer kurullardaki üyelikleri eşit paylaşıma devam edecek ve sıralı gördüğümüz başkanlık hakkımızın tesliminde ısrarcı olacağız. Geçen dönem kendi inisiyatifinizle başkanlık seçiminde olumlu oy kullanmak suretiyle vazgeçtiğiniz başkanlık sırasına binaen, bizi de aynı yaklaşıma icbar etmenin centilmenlik anlaşmasının ruhuna aykırılığı bir tarafa, TBYM delegelerinin haklı tepkilerine neden olacağı kuşkusuzdur. Bu bağlamda başkanlığı korumamızın kimi delegelerimizden gelecek olası eleştirileri karşılamamızı sağlayacağı da açıktır. Aksi hâlde delegelerimizin bize ‘Bu kadar üye ve delege sayısal fazlalığı ile hem kurullardaki üyelikleri eşit paylaşıyoruz hem de başkanlığı veriyoruz.’ demesinin ve söz konusu anlaşmayı sonlandırmak üzere baskı kurmasının önüne geçmek mümkün olamayacaktır. Üstelik YAYFED’in teşekkülü esnasında yapılan bir centilmenlik anlaşmasının, federasyonun değişen ve büyüyen yapısını görmezden gelerek  ilanihaye devamını beklemenin demokratik teamülleri de gözden çıkarmak anlamını taşıyacağı unutulmamalıdır. Nitekim seçim öncesinde anlaşmanın ve/veya koşullarının taraflarca teati edilebileceği 2. Genel Kurul öncesinde bilfiil görülmüştür ki aynı çerçevede anlaşma sağlanamadığı takdirde iptaline gidilmesi de yine demokratik bir gelenek ve uygulamadır. Ancak biz, bu vakte dek güzel bir çalışma ve işbirliği performansı sergilediğimiz düşüncesiyle mevcut centilmenlik anlaşmamızı sürdürmek yanlısıyız. Bu doğrultuda YAYBİR’in delegelerine TBYM’nin tavrını açıklaması ve haklılığı hususunda ikna etmesi bizzat centilmenlik anlaşmasının bir gereğidir. Ayrıca bahsettiğimiz somut şartlar düşünüldüğünde delegelerinizin, tarafımızdan başkanlığın bırakılmayacağı noktasında ikna edilmesi daha kolay olacaktır.”

Bu görüşler, TBYM tarafından 20 Mayıs Çarşamba günü tüm meslek birliği başkanlarının da davet edildiği toplantıda tekraren dile getirilmiştir. Buna rağmen YAYBİR tarafı, bu toplantıda da “Anlaşmayı bozalım.” ve/veya “Bunu kabul etmeyiz!” dememişler; kerhen kabul etmiş gibi durmuşlar ve delegeleriyle bu hususu görüşeceklerini beyan etmişlerdir.
 
YAYFED 3. Genel Kuruluna İki Gün Kala
YAYFED’in 3. Genel Kurulunun akdedileceği 30 Mayıs Cumartesi’den iki gün önce, 28 Mayıs Perşembe günü YAYBİR tarafını temsilen Serhat Baysan ile TBYM tarafını temsilen Hüseyin Doğru ve Osman Okçu son kez bir araya gelerek listeleri birleştirmek üzere bir çalışma yapmışlardır. Bu çalışma toplantısında, net biçimde, Yönetim Kurulu ve diğer kurulların üyeleri, asıl ve yedek olarak eşit sayılarda paylaşılmış, ortak bir liste oluşturulmuştur. Serhat Baysan da başkanı olduğu YAYBİR adına bu paylaşımı ve listeyi kabul etmiştir. Başkanlık konusunda ise Genel Kurulun yapılacağı gün olan 30 Mayıs Cumartesi günü kendi delegeleriyle toplantı yapacaklarını ifade etmiştir. TBYM tarafını temsil eden Hüseyin Doğru ve Osman Okçu, bunun çok geç bir tarih olduğunu, kendi içlerinde sorun çıkması hâlinde centilmenlik anlaşmasının zarar göreceğini ve belki de YAYBİR’in seçimleri kaybedebileceği ikazında bulunmuşlardır. Bu uyarılara karşı Serhat Baysan, YAYBİR tarafını temsilen YAYFED Yönetim Kurulunda bulunan Tuğrul Paşaoğlu’nun daha önce belirttiği şu sözleri hatırlatmıştır: “Bizim için YAYFED çok önemli değil. Sonuçta noter gibi bir kurum. Biz sizinle başkanlık konusunda anlaşamazsak kendi dört üyemizi gösteririz. ......”
 
YAYFED 3. Genel Kurulu Günü
YAYFED’in 3. Genel Kurulunun akdedileceği 30 Mayıs Cumartesi günü Genel Kurulun başlama saatinden yaklaşık bir saat önce, YAYBİR tarafını temsilen Mustafa Nemutlu, Serhat Baysan, Tuğrul Paşaoğlu diğer meslek birliklerinin temsilcilerini kendi delegeleriyle yaptıkları toplantının sonucunu paylaşmak üzere, Genel Kurulun yapılacağı oteldeki bir toplantı salonuna davet etmişlerdir. Toplantıya YAYBİR’in ismi anılan üç temsilcisi ile TBYM tarafını temsilen Alpaslan Durmuş, Hüseyin Doğru ve Osman Okçu; EĞİTİM YAYBİR’i temsilen Celal Musaoğlu ve iki yönetim kurulu üyesi; DEKMEB’i temsilen Nevzat Argun katılmışlardır.

Tuğrul Paşaoğlu delegeleriyle konuştuklarını, başkanlık konusunda delegelerinin kesinlikle geri adım atmadıklarını, başkanlığın YAYBİR’de olması hususunda direttiklerini ifade etmiştir. İşbu toplantıda yürütülen müzakereler sonunda, Alpaslan Durmuş’un geliştirdiği teklif ön kabul görmüştür. Söz konusu teklif gereğince “Serhat Baysan, Hüseyin Doğru ve Osman Okçu tarafından oluşturulan ortak liste çarşaf liste olarak delegelere sunulacak; yapılan oylama sonucuna göre, kurullar delegelerin bağımsız oylarıyla oluşacak; YAYFED Tüzüğü’ne uygun olarak seçimleri takip eden üç gün içinde Yönetim Kurulu ve diğer kurullar kendi başkanlarını kendi içlerinde seçecekler”dir. Bu ön mutabakatı tüm taraflar kendi delegeleriyle görüşmek üzere toplantı salonundan ayrılmışlar, 10-15 dakika sonra tekrar bir araya gelen dört meslek birliği de delegelerinden aldıkları desteğe dayanarak “kabul” görüşlerini deklare etmişlerdir. Ancak Genel Kurul fiilen başladıktan sonra, YAYBİR ve EĞİTİM YAYBİR tarafları kendi aralarında tartışmalarını sürdürmek üzere salondan ayrılmışlardır. Genel Kurulun başlaması ve Divan Heyetinin seçilmesi süreçlerinin bitiminden sonraki bir aşamada, tekrar Genel Kurulun yapıldığı salona girerek söz hakkı talep eden YAYBİR ve EĞİTİM YAYBİR taraflarını temsilen konuşanlar, başkanlığın kendilerine verileceğine dair Genel Kurulda bulunanlardan görüş ve söz istemişlerdir. Bunun üzerine TBYM Başkanı Alpaslan Durmuş Divan Heyetinden söz hakkı talebinde bulunmuş ve müsaade aldıktan sonra yaptığı kısa konuşmasında Genel Kurula kadarki süreci centilmenlik anlaşmasına değinerek özetlemiş; Genel Kurulun, Tüzük’te öngörüldüğü şekliyle süreceğini, kurulların ise oluşturulan çarşaf liste ile teşekkül edeceğini, kurullara seçileceklerin Tüzük’ün öngördüğü gibi üç gün içinde toplanarak kendi aralarında başkanlarını seçeceklerini ifade etmiştir.

YAYBİR ve EĞİTİM YAYBİR taraflarının “Başkanlığı vermiyorsunuz yani, o hâlde biz de salonu terk ederiz.” sözlerine cevaben Alpaslan Durmuş konuşmasını şu mealde ifadelerle tamamlamıştır: “Siz bilirsiniz. Şu anda salonda Genel Kurulun icrasına yeterli sayıda delege bulunmaktadır. Biz Genel Kurula kaldığımız yerden devam edeceğiz.” Bunun ardından YAYBİR ve EĞİTİM YAYBİR delegeleri salonu topluca terk etmişlerdir. Genel Kurul ise olağan şekilde ve resmî sürecine bağlı olarak sürmüş, yapılan seçimlerde tüm meslek birlikleri başkanlarının yer aldığı Yönetim Kurulu ve diğer kurullar, 73 delegenin oyuyla seçilmiştir.

Bu arada şu garip ve çelişik hususun da altı çizilmeli, taraflarca hatırlanmalıdır: Meslek Birliği başkanlarının YAYFED Yönetim Kurulunun davetiyle katıldıkları 20 Mayıs 2015’teki toplantı esnasında; delege sayılarıyla Yönetim Kurulundaki üye sayılarının orantılı olmadığını dile getiren Celal Musaoğlu, Yönetim Kurulunda kendi meslek birliklerinin en az iki üye ile temsil edilmeleri gerektiğini dile getirmiştir. Fakat çok kısa bir süre sonra gerçekleştirilen 3. Genel Kurul sırasında söz alarak yaptığı konuşmada delege çoğunluğuna bakılmaması gerektiğini, delege ağırlıklarına bakılmaksızın eşit temsil olması ve başkanlığın dönüşümlü yapılarak –artık- YAYBİR’e verilmesi gerektiğini ifade etmiş; ancak bu taleplerinin kabul edilmediğini ve bu yüzden Genel Kurulu terk ettiklerini söylemiştir.
 
Özetle…

  • Sözlü olarak yapılan centilmenlik anlaşmasının üç maddesine de, hem üye sayısı hem de bandrol kullanım payı açısından açık ara üstün olan TBYM bugüne kadar hep uymuştur.

  • İkinci çalışma döneminde başkanlık sırası YAYBİR tarafına geçmiş, iki tarafı oluşturan temsilci arkadaşlar konuyu tartışmaya/müzakereye açmışlar ve mutabakatla TBYM temsilcisini başkan olarak seçmişlerdir. Bu uygulama da göstermektedir ki –her sözleşme ve mutabakatta olduğu gibi– centilmenlik anlaşması tarafların maslahatları çerçevesinde birtakım müzakereler yapılmasına açıktır, iki taraf da bu yargıyı fiilen onaylayıp kabul etmişlerdir.

  • İkinci çalışma döneminde sıra kendisine gelen YAYBİR tarafı “pas” demiş, sırayı üzerinden geçirmiştir. O hâlde –en azından hipotetik olarak–  üçüncü dönemde “Daha önce hakkımızdan feragat etmiştik, şimdi hakkımız avdet etti.” diyemezler. Zira oyunda kuraldır “sıran geldiğinde kullanmadığın hakların birikmez, sıran tekrar gelinceye dek önceki hakkını kullanmayı talep edemezsin”.

  • YAYBİR tarafınca “Feragat söz konusu değildi. Yaşanmış olan ‘feragat’le açıklanamaz.” denebilir. O hâlde iki kez üst üste TBYM tarafının temsilcisinin başkan olması uygulaması, “sıradan feragat” ile değil, “şartları göz önünde bulundurarak yapılan müzakere ve bağlamındaki seçim” ile izah edilebilir. Bu durumda ise 3. Genel Kurulda “Çarşaf listeyle oluşacak kurul tarafından, Genel Kurulu takip eden üç gün içinde yapılacak ilk toplantıda, seçilmiş üyeler başkanlarını kendi aralarında seçeceklerdir.” görüşü tüm taraflarca kabul edilmişken son anda YAYBİR ve EĞİTİM YAYBİR taraflarının söz alıp başkanlık sözü verilmesini istemeleri ve ardından Genel Kurulu terk etmelerini hangi konsensüs yahut centilmenlik anlaşmasıyla açıklamak mümkündür?

  • EĞİTİM YAYBİR’in tavrı ise daha ilginçtir. Bir yandan Yönetim Kuruluna verecekleri üye sayısı gündeme geldiğinde “Delege sayılarıyla Yönetim Kurulu üye sayılarının orantılı olmasını, dolayısıyla YAYBİR’e kıyasla temsillerinin en az iki üye ile olması gerektiği”ni iddia etmekte; diğer yandan da üye sayısının yaklaşık 2/3’üne sahip diğer iki meslek birliğine rağmen, YAYBİR ile birlikte kendi üye sayılarının eşit olmasını ve hatta başkanlığın da kendi gruplarına verilmesi gerektiğini savunmaktadır. Bu kadar keskin çelişkiyi herhangi bir mantıki ilke ve süreçle izah etmek mümkün değildir.

  • Bütün bu gerçekliğe rağmen YAYBİR ve EĞİTİM YAYBİR tarafları, başkanlık talepleri ve bu talebi dayatmaları üzerinden bir “etik” söylemi üretmeye ve kendi dayatmalarına uygun sonucu elde edememiş olmalarını tanık göstererek “mağduriyet” algısı yaratmaya devam etmekte, YAYFED 3. Olağan Genel Kuruluna katılanları kurdukları diskurla baskı altına almaya çalışmaktadırlar.

  • Bu detaylı açıklamamız YAYBİR'in hadiseleri çarpıtarak, kendi üyelerine gönderdiği bir açıklama metni nedeniyle zaruri olarak yapılmıştır.

 
Bundan Sonra…

  • Bundan sonraki YAYFED Genel Kurullarında “YAYFED’de Yönetim Kurulu üye sayısının mutlaka tek sayıdan oluşması” gerekliliği gündeme getirilmelidir. Zira mevcut durumda, Yönetim Kurulundan karar çıkmasının olanaksız hale geldiği ve yönetimin kilitlenebildiği görülmüştür.

  • Bundan sonraki YAYFED Genel Kurullarında “YAYFED’de başkan ve başkan yardımcılarının toplam sayısının, Federasyonu oluşturan meslek birlikleri adedince olması” prensibi gündeme getirilmelidir. Böylece Yönetim Kurulu kendi arasından bir başkan seçebilecek, meslek birliklerinin başkanları da başkan yardımcılıklarını yürütebileceklerdir.

  • Bundan sonraki YAYFED Genel Kurullarında “YAYFED’de mutlaka delege ağırlığına uygun bir temsil sağlanması” gerekliliği gündeme getirilmelidir. Zira bu, hem adalet ve hakkaniyete hem de delegelerin iradelerinin ve meslek birliklerinin temsiliyetine imkân verecek, ayrıca demokratik teamüllere de daha muvafık olacaktır.

  • Sektörümüzün daha iyi temsil edilebilmesi için bundan sonraki YAYFED Genel Kurullarında “meslek birliklerinin her birinin üye sayılarına orantılanmış ‘Yönetim Kurulu üye kontenjanları’nın belirlenerek seçime gidilmesi” gibi bir çözüm tartışmaya açılmalıdır.  Dolayısıyla demokratik teamüllere ve adalete uygun bu çözümün bundan sonra gerek YAYFED ve gerekse diğer alan meslek birliklerinin kuracakları federasyonlarda genel ölçü olarak karara bağlanması oldukça makuldür.


Meslektaşlarımıza ve Kamuoyuna Saygılarımızla Duyururuz!
 



            TBYM                                                                                          DEKMEB
Türkiye Basım Yayın Meslek Birliği                              Ders ve Kültür Kitapları Yayıncıları  Meslek Birliği
 
 

 


[1] Nitekim son genel kurulda YAYBİR ile EĞİTİM YAYBİR’in bir ve beraber hareket etmeleri bu algının çok da haksız olmadığını göstermiştir.

7.07.2015

DUYURULAR

next prev Tümü