Türkiye Basım Yayın Meslek Birliği (TBYM), Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması (FETÖ/PDY) bağlantılı yayınevlerinin kapatılmasını kararını 'İçimizden bazıları eğer meşru zeminlerden kaymış, FETÖ/PDY gibi terörist ve darbeci yapılara bağlılık izhar etmişse hukuk ve demokrasi içinde bunun bedelini ödemelidir' şeklinde değerlendirdi.
Birlikten yapılan açıklamada, Türkiye'de 15 Temmuz gecesi yaşanan FETÖ'nün darbe girişimi sonrasında, darbe ve terörle mücadele çerçevesinde bazı tedbirlerin alınmasının siyasi otorite tarafından gerekli görüldüğü ve Olağanüstü Hal (OHAL) ilan edildiği hatırlatıldı.
Darbe girişimi sonrası yürütülen adli tahkikati, soruşturma ve kovuşturmalarda devletin kılcal damarlarına nüfuz etmeye kadar varan FETÖ/PDY yapılanmasının faaliyet alanlarından birinin de yayın dünyası olduğunun görüldüğü aktarılan açıklamada, örgütün, hem fikirlerini yayarak taraftar kazanmak hem de mali destek kaynaklarından birini oluşturmak üzere, kültür yayıncılığından sınav hazırlık kitaplarına, eğitim yayıncılığından dini kitaplar yayıncılığına kadar geniş bir yelpazede yayın faaliyetlerinde bulunduğunun tespit edildiği vurgulandı.
Bunun üzerine 27 Temmuz'da Resmi Gazete'nin mükerrer sayısında yayımlanan Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile milli güvenliğe tehdit oluşturduğu tespit edilen FETÖ/PDY ile aidiyeti, iltisakı ve irtibatı olma gerekçesiyle 29 yayınevi ve dağıtım kanalının kapatıldığı belirtilen açıklamada, şunlar kaydedildi:
'Öncelikle KHK'de listelenen 29 yayınevi ve dağıtım kanalı sayısının kamuoyunun zihninde tashihi gerekir. Zira listede ismen yer alan 29 yayınevi, aslında bir holdingin çatısı altındaki 2 şirkete bağlı markalardır. Ayrı birer tüzel kişilik değildir. İlaveten bu yayınevlerinin kapatılma gerekçesi FETÖ/PDY terör örgütüne olan bağıdır. Türkiye'nin en büyük meslek birliği olan TBYM başta tüm yönetim kurulu üyeleri olmak üzere tüm üyeleriyle bu antidemokratik darbe kalkışmasının ilk andan itibaren karşısında oldu. Milletimizin tüm fertleriyle beraber özgürlüklerimizi korumak adına yan yana, omuz omuza darbeyi püskürttük. İçimizden bazıları eğer meşru zeminlerden kaymış, FETÖ/PDY gibi terörist ve darbeci yapılara bağlılık izhar etmişse hukuk ve demokrasi içinde bunun bedelini ödemelidir. Bunun gerekliliğine inanıyoruz. Yapılan işlemi de bu bağlamda değerlendiriyor, meri hukukumuz içinde suçlarının karşılığını gördüklerini düşünüyoruz.'
- 'İşlem, yayınlama özgürlüğünü engellemeye yönelik değildir'
Açıklamada, Türkiye'de 2013 yılı verilerine göre aktif 2 bin civarında yayınevi, 150'den fazla dağıtım kanalı, 10 bin civarında kitabevinin yayıncılık anlamında hiçbir sınırlamaya ve baskıya maruz kalmaksızın serbestçe yayın yaptığı, ürünlerini okurlarına ulaştırdığı belirtildi.
Hakkında tutuklama kararı verilen FETÖ/PDY'nin elebaşı Fetullah Gülen'in kitapları başta olmak üzere, hakkında tutuklama kararı verilen fakat yurt dışına kaçtıkları tespit edilen yazarlar ile gözaltına alındıktan sonra tutuklanan bazı yazarların kitaplarının bir holding çatısı altındaki yayınevleri tarafından daha önce serbest bir şekilde neşredildiği aktarılan açıklamada, 'İşlemin düşünce ve ifade özgürlüğüne, yayınlama ve basın özgürlüğüne, halkın haber ve bilgi alma hakkını engellemeye yönelik herhangi bir yönü bulunmamaktadır.' denildi.
- Suçsuzluğu tespit edilenler faaliyetlerini yürütebilecek
Tedbiren kapatılan bir yayınevinin bağımsız yargı tarafından suçsuz olduğunun tespiti durumunda tekrar faaliyetlerini yürütmesinin mümkün olacağı aktarılan açıklamada, şu ifadelerin altı çizildi:
'Ayrıca kapatılan yayınevlerinde kitapları yayımlanmış ve örgütle bir bağı olmayan yazarların, kendi eserleri üzerindeki hakları devam etmektedir. Eserlerinin manevi haklarının devredilemez sahibi olan yazarlar bu hakkı kullanabilecekleri gibi, devretmiş olsalar bile mali haklarını da Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu uyarınca sahip oldukları cayma gibi haklarına dair koşullarının oluşması durumunda kullanma yetkisine her zaman sahiptirler.
Türkiye'nin en fazla üyeye sahip yayıncı meslek birliği olan TBYM olarak üyelerimiz adına, yayıncılık anlamında hiçbir sınırlamayla karşı karşıya olmadığımızı hem ülkemiz hem de uluslararası kamuoyuna açıklıkla, vurgulu ve kesin bir dille ifade etmek isteriz. Nasıl darbe kalkışması öncesinde serbestçe yayın yapıyorsak darbe kalkışması sonrasında da yine özgürce yayın yapabilmekteyiz. Demokratik değerlere sahipliğini 15 Temmuz gecesinde ve devamındaki süreçte tüm dünyaya açık seçik göstermiş halkımızın ve onun meşru temsilcisi devletimizin güvencesi altında tüm dünyadaki yayıncılar kadar özgür yayın yapmaktayız.'
Kaynak : AA
19.08.2016