Korsan Kitapla mücadele, fikri mülkiyet ve telif hakları konusunda Türkiye Yazarlar Birliği ve DEKMEB'in işbirliğiyle düzenlenen çalıştay kapsamında yazar ve yayımcı meslek birlikleri temsilcileri, yayınevleri, yazarlar, ilgili bakanlık yetkilileri, akademisyenler ve uzmanlar bir araya geldi. Korsan Kitap bağlamına ilgili sorunlar ve çözümler üzerinde enine boyuna değerlendirmeler yapıldı.
Ankara'da Green Park Hotel'de gerçekleştirilen ‘Korsan Kitapla Mücadele Çalıştayı’nda korsan kitap, fikri mülkiyet ve telif hakları konuları derinlemesine ele alındı.
DEKMEB Başkanı Murat Köse'nin açılış konuşmasıyla başlayan programın I. oturumunda karşılaşılan sorunlar, II. oturumunda ise çözümler üzerine yapılan konuşmalar yer aldı.
Korsan Kitap, Fikir ve Emek Hırsızlığıdır
DEKMEB Başkanı Murat Köse'nin yaptığı açılış konuşmasında, DEKMEB olarak yaptıkları çalışmalardan bahsederek, bundan altı ay önce bu konu ile ilgili İstanbul’da bir çalıştay yaptıklarını, Türkiye’nin her yerinden yaklaşık yetmiş civarında Hakim ve Savcının bu çalıştaya katıldığını ve konunun uzmanlarıyla değerlendirmeler yapıldığını söyledi. Murat Köse, "Korsan Kitap, Fikir ve Emek Hırsızlığıdır" dedi ve Fikir ve Sanat Eserleri Kanununun tartışıldığı bu günlerde bu çalıştaydan çıkan sonuçların ufuk açıcı bir işlev göreceğine inandığını söyleyerek katılımcılara katılımlarından dolayı teşekkür etti.
Oturumu yöneten TYB Genel Başkanı Musa Kazım Arıcan yaptığı konuşmada "bu konu hakkında duyarlılık oluşturamadık, kültür oluşturamadık. Biz DEKMEB başkanını tebrik ediyor ve bu çalıştayda bulunmaktan gurur duyuyoruz. Hukukçu, yayıncı, kamudan ilgili bakanlıklardan katılımcılarız. İlk oturumda sorunların ne olduğunu tartışalım istiyoruz. İkinci oturum çözüm önerileri hakkında olacak. Niyet hayır akıbet de hayır olur inşallah" dedi ve ilk sözü Kültür ve Turizm Bakanlığı Telif Hakları Genel Müdürü Ali Atlıhan'a bıraktı.
"Ben bu toplantıyı değerli buluyorum. Biz bu işi önemsediğimiz için buradayız" şeklindeki cümlelerle konuşmasına başlayan Ali Atlıhan, korsan kelimesinin karşılığından yola çıkarak başka kelimelerin bu kavramın karşılığı olup olamama ihtimalini tartıştı. Yurtdışı kütüphanelerinde çocuklardan itibaren bilinçlendirmeye verilen önemi gördüğünü ve bunun çok önemli olduğunu aktardı. Cezai yaptırımlarla bu işle mücadelenin pek de mümkün olmadığını söyleyen Atlıhan, kamu spotu olarak hazırladıkları emeğe-korsana dikkat çeken videoyu izletti ve bilinçlendirme için neler yapılabileceğini söyledi.
TYB Vakfı Başkanı Mehmet Doğan, "korsan kitap meseleleri bana göre teknoloji geliştirdikçe kolaylaşan bir durum oldu. Kitap basma, çoğaltma kolaylaştı." diyerek konuşmasına başladı. Zihin emeği konusunda bir kültürümüzün olmadığını söyleyen Doğan, fikir hırsızlığının da çok önemli olduğunu aktardı. "Bugün elektronik alanda tarifi mümkün olmayan çok çeşitli yöntemlerle korsanlık yapılabiliyor." diyen Doğan, bunun müzik piyasasındaki yansımalarına da dikkat çekti. Doğan ayrıca "Korsana başvurma sebeplerinden en önemlilerinden biri olarak Türkiye'de dağıtımın zayıflığını görüyorum" dedi.
Ankara Yıldırım Beyazıt Üniversitesi'nden Cevat Özyurt, halk kütüphanelerinin zayıflığını, yerel yönetimlerin kütüphanecilik konusunda atılımcı olmamasını, bu nedenle de kitap ulaşılamayan yerlerde korsan kitaba ulaşmak isteği doğduğunu aktardı. Korsanı önleyecek hizmetler yapılamadığını söyledi.
Yıldırım Beyazıt Üniversitesi'nden Hüseyin Tutar, "Yurtdışında gördüğüm bazı hususları aktarmaktan onur duyarım" dedi ve bu meselenin her toplumun kültürel kodlarında var olduğunu ifade eden Tutar yurtdışında korsan kitap sorunu ile hiç karşılaşmadığını ve buna sebep olarakta kütüphanelerin yaygın olmasını gösterdi.
Hüseyin Tutar konuşmasının devamında şunları söyledi: "Aldığınız kitabı başka kütüphaneden teslim etme olanağı sunan kütüphaneler arası geçiş sistemi dahi var. Beş on dakika mesafede küçük çapta ve büyük çapta kütüphaneler var. Ağustos ve Eylül ayında yıpranmış kitapların satışa sunulduğunu da gördüm. Ayrıca oralarda gönüllü olarak çalışan emekli öğretmeler da vardı. Hasılı, insanların korsana tevessülü olmuyor. ABD’de en büyük korsanlık tartışmaları bilimsel makalelerle ilgilidir zaten. Bir grup bu kişin emeği derken, bir grup da bunu üretenler telif hakkına sahip değil, zira bilgi evrenseldir, herkesin ulaşma hakkı vardır diyor. Bu ülkelerin yayınladıkları makalelere ulaşmak ise Türkiye ya da Hindistan için pahalı bir araç oluyor. Ve bu gibi durumlarda gruplaşmalar meydana getirip makale paylaşımları yapılabiliyor, bu da bir çeşit korsan olarak söz konusudur.”
Eski Yeni Yayınları'ndan Hüseyin Nazlıaydın, kitap basımı, telif, tercüme gibi fiyat meselelerini çok öneli olduğunu düşündüğünü söyledi.
Şule Yayınları'ndan Çetin Öğüt, bu konuda öğretmenlere ve akademisyenelere büyük roller düştüğünü anlattı.
Telif Hakları Bilirkişisi Fatih Gökdağ, "bazı yayınevlerinin el altından bastıkları kitapların korsanlarını bastıkları da bir gerçek. Ayrıca benim iki ders kitabım korsan basıldığında takip başlattığımızda tehdit edilmiştik. Militanlar bu işi yürütüyorlardı çünkü" dedi.
Roman Yazarı Beyazıt Akman, eser yayıncı ilişkisinden bahsederken "ABD'de ajansız yayınevine gidilmiyor, biz direk yayınevine gidiyoruz ki bu yabancı ülkelerde ciddi risktir. Her iki kurumun da haklarını korumak için ajanslar aracılığı işle çalışmak gerekmektedir. " dedi. Bizdeki gibi kaba korsan sisteminin gelişmiş ülkelerde olmadığını aktaran Akman, o ülkelerde artık ciddi çalışmaların dijital korsanlık için yapılmakta olduğunu söyledi.
Telif Hakları Uzmanı Abdullah Eğeli, okullar, üniversiteler ve korsan kitapların toplandıktan sonra imha edilmeyip satışa sunulması meselelerinin önemli olduğunu söyledi. Okullar ve Üniversitelerdeki fotokopi yolu ile yapılan hırsızlığın çok önemli boyutlarda olduğunu aktardı.
MEB Daire Başkanı Mehmet Nezir Gül, ise konulmasında "MEB müfredat düzenlemesi yapıyor, biraz baktık ama bu konuya müfredatta yer verilmemiş. Bunu genel müdürlük olarak teklif edeceğiz. Sanıyorum din ve edebiyat derslerine koyabiliriz. Ayrıca dizi ve sinemada yapımcılarla işbirliği içinde olup bu konuları işlemeleri sağlanabilir." diyerek yapılması gerekenlere yönelik fikirlerini verdi.
Hece Yayınlarından Ömer Faruk Ergezen, kendisine sıra gelinceye kadar konuşan konuşmacıların sorunların büyük kısmını dile getirdiklerini söyleyerek, basit bir yanlış bandrol yapıştırmanın abartılarak yayıncıları mahkeme kapılarına sevk ettiğinden bahsetti. Ergezen "korsan yayıncı ile ömrünü bu işlere adamış yayıncıların mevzuatta ayrılması gerekir, basit bandrol hatalarından dolayı yayıncılara eziyet edilmemesi gerekir" dedi.
Anadolu Ajansından ve Türkiye Yazarlar Birliğinin İstanbul şubesinden çalıştaya katılan Bünyamin Yılmaz, korsan kitapla mücadele konusunun medya planlamasının yeterli olmadığını söyledi.
TYB İstanbul Şube Başkanı Mahmut Bıyıklı, kitapevlerinin sayısının azalmasına dikkat çekti ve sayılarının artması için belediyelere ve devlete görevler düştüğünü söyledi.
Yıldırım Beyazıt Üniversitesi Sosyoloji Bölüm Başkanı Mustafa Orçan, "korsana tevessülün sebebi biraz da göreli yoksulluktur bizde. Ayrıca sadece İstanbul ve Ankara'da değil, özellikle doğu ve güneyde yoksul okullarda neler yapılabilir kitap dağıtımı konusunda bunları değerlendirmeliyiz" dedi.
YAYFED Yönetim Kurulu Üyesi Mustafa Karagüllüoğlu, korsanın başladığı zamandan bugüne geçirdiği değişime dikkat çekti ve asıl sorumluluğun devlette olduğunu söyledi.
Türkiye Basım Yayın Meslek Birliği Başkanı Alparslan Durmuş, yabancı ülkelerin hukuki sistemlerini anlattı. Korsanla mücadelede verilen cezaların dengesiz olabildiğine dikkat çekti. Yabancı ülke pazarlarına açılmanın da önemine değinen Durmuş, çeviri yaparak pazara girmenin daha kolay olduğunu söyledi.
II. Oturumda tekrar söz alan Abdullah Eğeli, "yol da alındı aslında. 2002-2004-2008 kanun değişiklikleri oldu. Yeni kanunlarla her şey düzelecek sanıyoruz. Ama olmuyor, ayrıca kanunlar zaten yeterli ve değişmesine gerek yok. Gruplaşmaların paylaşımlarına nasıl erişilebilir, nasıl engellenebilir bu gerçekten önemli." diyerek yapılacak yeni çalışmalara değindi. Çalışmaların devam ettiği kısmi kopyalama lisansı hakkında da bilgi verdi.
Tekrar söz alan Beyazıt Akman, "benim de naçizane fikrim dağıtım sorunu olduğu yönünde. Kitapevleri istedikleri kitabı liste başı istediğini alaşağı edebiliyor ayrıca. Devlet ağ-kitapevleri kurmalı. Yayıncılar olarak aklımızdaki bu kitapevi ağını kurabilirsiniz belki bir proje oluşturup. Bu gerçekleşirse sürüm artar, sürüm artarsa kitap fiyatları düşer. Bu konunun siyasi ve ideolojik boyutunu atlamamalıyız. " dedi ve batılıların ülkelerinde basılacak çeviri kitaplar konusundaki ideolojik yaklaşımına dikkat çekerek kendi kültürel ve dini değerlerinden ödün verenlerin o piyasada öne çıkartıldığını söyledi.
D. Mehmet Doğan, "iş biraz da okuyucudan başlar. Okuyucuyu artıramıyoruz. Okuyucu sayımız bir tülü artmıyor. Kitapevi sayıları hızla azalıyor. Yayınevleri dağıtım problemi ile karşı karşıya. Kütüphane sayısı artmalı" dedi.
Kapanış konulmasını yapan Musa Kazım Arıcan, yapılan konuşmalar için katılımcılara teşekkür etti ve çalıştayın önemli sorunlara değinen verimde olduğunu aktardı.
Kaynak: DEKMEB
10.06.2016